Belçika 6. Gün Brugge

Brugge



Belçika'dan dönüş günümüzde uçağımız 13:55'de olmasına rağmen gördüğünüz üzere sabahın köründe kalkıp yollara düştük. Buradaki tek fark kışın kuzey yarımkürede kuzeye gidildikçe güneşin bir türlü doğmamasından mütevellit sabahın körü kavramının saat 8'lere dayanması. Bi de insancıkları görseniz bu karanlıkta pisiketleriyle fıtı fıtı işlerine, okullarına gidiyorlar. Ben en son böyle bir durumu ilkokulda yaşadığımı hatırlıyorum. He bir de sektördeki 16 saat uygulamasından sonra hala ve ısrarla plato işine bile sabah 7'ye set koyan rejiler, rejilerimiz sayesinde de bir kaç kez yaşadım açıkçası. 


Bu bisiklet mevzuuna, geri dönerken bile alışmakta güçlük çektik. Adamlar bisiklet için yolun altına altgeçit yapmış. Trafik ışıkları bile araç, yaya ve bisiklet olmak üzere üç şekilde düzenlenmiş. Şimdi şu aşağıda paylaştığım iki fotoğrafı objektif bir şekilde değerlendirmeden kimse bana "Biz Avrupa'nın çok ilerisine geçtik" gibilerinden ahkam kesmesin.

Bu onlarda bisiklet yollarının durumu;  


 Bu da bizdeki durum;


Belçika görselinde koyun olması tamamen denk gelmiş bir durum. Her hangi ironik bir art niyet aramayın. Ama bizde durumun bu noktada olması orada piknik yapan insanların suçu değil, o insanlara ilkokulda bisikletin bir kültür olduğunu öğretmeyen eğitim sisteminde. 

Yeterli eleştiri düzeyine geldiğimiz düşünerek alttaki tren istasyonunda bulunan bisiklet parkı fotoğrafını paylaşıyor ve bu konudan sıyrılıyorum. 

Uçağımız Charleroi Havaalanından kalkacağı için Brugge'den oraya kafa karıştırmadan, indi bindi yapmadan giden bir transfer metodu seçtik. İki saatte bir tren istasyonunun otoparkından kalkan Flibco diye bir firmanın otobüsleri var. Kişi başı 17 €. Direk hava alanına götürüyor. 


Sabah olmasından dolayı özellikle Brüksel girişinde çok feci bir trafik vardı. Mahmutbey gişeler-Tekstilkent gibi düşünün. Normalde bir buçuk saatlik yolu iki buçuk saatte gittik. Yol boyunca da yine her yerde yenilenebilir enerji sistemleri gördük.



Havaaalanındaki zamanımızı freeshoptaki bilimum testerları aşağıdaki gibi sömürerek harcadık. 


Belçika genel olarak düz, soğuk ve medeni bir yer. Şehirden şehire mimarisi de insanları da değişiyor. Bu Valon-Flaman sorununu çözebilecek gibi durmuyorlar ama sanki çözmeden de bi yüz yıl daha böyle yaşayabilirler gibi geldi bize. Genel bir Belçika değerlendirmesi yapmam gerekirse Brugge hayatımın bir evresinde (özellikle yaza denk gelen bir evrede) tekrar gelmek isteyeceğim büyüleyici bir şehir. Yemesi bi İtalya değil lakin içmesi konusuna çok laf etmemek gerekiyor.  

Gezide yanımızda test etmek için götürdüğümüz Sony A7s fotoğraf makinası ile çektiğimiz görüntülerden bir klip hazırladım. Pek bi el kamerası ama Belçika anısı olarak o da şurada bir dursun.



Gördüğünüz üzere son gün bizden çok kullandığımız araçlar yol aldı. Çok da halimiz kalmamıştı zaten yürümeye. Bu yurtdışı gezilerinde dönüştüğüm SS subayı halimden kurtulmam gerekiyor sanırım. Zira yaşlandıkça her gezi dönüşü evde yattığımız süre uzamaya başladı.  


Temmuz'da "Almanya Acı Vatan" maceralarıyla görüşmek üzere...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BELÇİKA-FRANSA 2023 7. Gün Brüksel

İtalya 10. Gün Floransa-Pisa-Livorno

BELÇİKA-FRANSA 2023 3. Gün Lille - Kortrijk - Oudenaarde