İtalya 11. Gün Pisa-Palermo-Katanya

Pisa

Sabahın ilk ışıkları ve olta balıkçılarının ilk rastgeleleriyle uyandık güne Livorno'da. Dünkü yazıyı okuyanlar bilir, sondan bir önceki gün için arabada kalmayı tercih etmiştik. Pek de iyi yapmışız. Pisa bizim kuzeydeki son noktamızdı. Plan yaparken acaba kuzeydeki Cinque Terre'ye de bir kaç saat ayırır mıyız diye düşünmüştüm ama pek de mümkün değilmiş. Oraya arabayla gidilmiyor zaten. Uzun bir trekking noktası kendileri. O yüzden Pisa'dan Palermo'ya dönmeye karar verdik. Buna göre de 1 ay öncesinden Ryanair isimli Esenler Topkapı dolmuş hattındaki minibüslerden daha konforsuz bir havayolu şirketinden iki kişi 80 €'ya bilet almıştım. Messina'dan Reggio Di Calabria'ya toplam 15 dakika süren bir feribot için 40 € ödediğimizi düşünürseniz bu inanılmaz bir rakam. Bu konuya daha sonra değineceğim çünkü bu Ryanair meselesi öyle böyle değil.
Arabamızı toplayıp teslim etmek için hava alanının yolunu tuttuk. Pisa'da yağmur çiselemeye başlamıştı. Biz hava alanına girdiğimizde iyice şiddetlendi. 
Blogun adını her ülkede 3000 kilometre yaparız diye düşünerek böyle koydum. Aslında teknik olarak 3000'den daha fazla yaptık ama arabayla gittiğimiz yol toplamda 1905 kilometreydi. O aşağıdaki sayaç 1000'de sıfırlandı :)



 
Bu kadar yol gidince biraz bağlanıyorsunuz tabi arabaya. Mesela aşağıdaki arabasız kaldığında Eda :)


Yurt dışında araba kiralarken kafanızda en çok oluşan soru işareti teslimde sorun yaşar mıyım oluyor. Bunun net bir cevabı yok. Bizim teslim şartlarımız çok avantajlıydı mesela. Arabada iki tampon altı çizik olmasına rağmen yağmur yağdığı ve Budget'taki görevli abla dışarıda çok durmak istemediğinden şöyle üstün körü arabaya ve mazota baktı. Sonra geçmiş olsun. Biz zaten boş depo teslim ettiğimiz için önceden kredi kartından blokladıkları 97 €'luk full depo parasını çektiler. İşimiz bitti. Uçağımıza daha 2 saat vardı ama bir Ryanair macerası bizi beklediğinden hemen hava alanına geçtik.

Bu Ryanair denilen şirket çok ucuz uçak bileti satıyor. Hatta eğer çok önce bilet alırsanız 8 €'ya kadar düşüyor fiyatlar. Bizim Pegasus gibi. Ama çok önemli bir fark var. Bunlarda hizmet yok. Eğer bavul teslimi gibi, check in gibi bir hizmet alırsanız sizden deve yüküyle para alıyorlar. Uçuşunuzdan bir gün önce size "boarding pass'inizin mutlaka bir A4'e çıkışını alın" diye bir mail geliyor. Eğer almaz da giderseniz onun için ayrı para ödüyorsunuz. Diyelim ki valiziniz var. Aşağıdaki bölmeye sığıyorsa eğer bedava.


Bizim bir gün öncesinden sudan ucuz kaliteli Chianti'lerle doldurduğumuz tombiş valizimiz sığmadı tabii ki. Zaten kabine sıvı sokmak da yasak olduğu için sığsaydı da yanımıza alamayacaktık. Uzun bir kuyruktan sonra check in deskteki abla bize bir pusula vererek bilet gişesine gönderdi. Burada 2 gişe çalışıyor ve çok yavaş çalışıyorlar. Valiz için 55 € ödedik ve o son alışverişi Katanya'ya bırakmayan kafamıza biraz küfür ettik. İnsan içindekilerden daha fazla parayı taşımaya ödeyince kendi valizine yabancılaşıyor. Tek sorun içindeki hediyelerdi zaten yoksa kılık kıyafet oracıkta çöpe gitmişti.
Sonra tekrar check in sırası bekledik. Sıra bize geldiğinde başka bir görevli valizi tartınca aşağıdaki manzara ortaya çıktı.


18,3 Kiloluk malzeme varmış valizde onu da öğrenmiş olduk. Meğer bir önceki abla bize yanlışlıkla 15 kilo ödetmiş. 15 üzeri daha da pahalıymış. Neyse ki biraz corlayınca "Tımam be, ne bağrıyon" diye yola geliyorlar. Sonuçta onların hatası. Check in'den sonra hala zamanımız olmasına rağmen bir an önce kapıya gitmeye karar verdik ne olur ne olmaz diye.



Gördüğünüz üzere Ryanair müşteri profili ekseriyetle genç sırtçantalı erasmus öğrencilerinden oluşuyor. Bir de uçağa binmeden kapının önünde sıra oluyorsunuz. Neden mi? Çünkü bedava bagaj hakkı sınırlı sayıda var. Eğer uçağa en son binerseniz elinizdeki bagajla kalakalmak işten bile değil. Eskiden koltuk numarası da vermiyorlarmış da artık vermeye başlamışlar neyse ki. Öyle körüğe yanaşan uçağı falan da yok şirketin. Biz yağmur yağdığını görünce biraz korktuk bizi yürütecekler mi apronda diye. Neyse ki paraya kıyıp otobüs tutmuşlar.


Palermo

Palermo'yu havadan gördüğümüzde çok güzel bir şehirle karşılaşacağımızı hissettik. Fakat uçak resmen Palermo'da durmadı :) Ben de hayatımda ilk defa hava alanına bakmadan bilet aldığım için inince fark ettim ki Palermo'da 2 hava alanı var ve biri Çorlu'da. Neyse ki Avrupalı'nın iyi olduğu bir konu alt yapı olduğundan önce metro bağlantısı yapmışlar ondan sonra açmışlar hava alanını. İndiğimizde midesi geceden beri çok mutsuz olan ben ve bacakları genel olarak mutsuz olan Eda bu şehir bize fazla diyerek direk Katanya'ya otobüs bileti aldık. O Amalfi'de binlerce basamaklı merdivenlerden korkmadan çıkan, güneyde ne kadar dağ kasabası varsa koşar adım gezen bünyelerimiz 11. günde artık yeter demişti.



Palermo en fazla hatta belki de tek inşaat gördüğümüz yerdi İtalya'da. Diğer şehirler sanki 100-150 yıl önce kurulmuş bitmişti de Palermo daha yeni genişliyordu. İtalya'da her yere trenle gidebiliyorsunuz. Sadece Sicilya'da bu ağ çok gelişmiş değil. Ama burada da tüm adayı boylu boyunca geçen bir otoyol yapmışlar. Bu sayede iki şehir arası otobüsle 2 saat 40 dakika. Otobüsler eski ve konforsuz. Bunları görünce bizim otobüs firmalarımız fazla gelişmiş geldi bize.


Yolda bazı yerlerde güneş panelleri çoğu yerde de rüzgar gülleri vardı.


Katanya

Katanya'ya inip otelimize gittik. Il Gattopardo House eski bir binanın bir katını otele çevirdikleri bir yer. Buradaki bir çok bina gibi tarihi ve mimarisi muhteşem. Aşağıdaki fotoğraf resepsiyon. Yalnızca 48 €.


Biraz dinlendikten sonra maceramızdaki son görev olan Katanya'yı da dolaşmaya çıktık.


























Katanya eğer kuzeyde olsaydı en az Pisa kadar turistik bir şehir oldurdu kanımca. Çünkü tarihi binaları, denizi, hemen yanı başındaki Etna yanardağı gibi bir çok özelliği olmasına rağmen fazla tanınmıyor. Şehir de biraz bakımsız. Tabi bu sayede kuzeyde çok daha pahalı yiyeceğiniz aşağıdaki yemeklere burada daha az para veriyorsunuz.


Bizim İtalya yolculuğumuz burada sona eriyor aslında ama ben size sabahki gidişimiz ve genel olarak İtalya izlenimlerimle ilgili bir kaç satır yazıyı sanki 12. günmüş gibi iteleyeceğim şimdiden uyandırıyım. Haritayı da aşağıya böyle koyunca pek bi havalı duruyo...






Yorumlar

  1. merhaba palermo katanya arası otobüs biletini nereden almıştınız ve otobüse bineceğiniz yer ile havaalanı arası mesafe ne kadardı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, biraz geç gördüm sorunuzu kusura bakmayın. Hava alanından Piazza Cairoli'deki Central Station'a direk metro var. İnince hemen yolun karşısında da otobüs terminali var. Biz bir önceki gün içtiğimiz çeşme suyundan rahatsızlandığımız için Palermo'yu gezmeden direk otobüse binmiştik.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BELÇİKA-FRANSA 2023 7. Gün Brüksel

İtalya 10. Gün Floransa-Pisa-Livorno

BELÇİKA-FRANSA 2023 3. Gün Lille - Kortrijk - Oudenaarde