İtalya 9. Gün Floransa

Floransa

Dokuzuncu güne bacak ağrılarımızın bize aldırdığı bir kararla başladık. Floransa'daki dolu dolu tek günümüzde şehirdeki çoğu yeri en kolay gezmenin yolu olan City Sightseeing otobüsüne binmeye karar verdik. Böylece hem sıcağın altında çok yürümek zorunda kalmayacaktık hem de olabildiğince çok yer görmüş olacaktık. Aslında Floransa, geniş zamanda gelinip müzeleri gezilmelik bir sanat şehri. Ama bizim zamanımız kısıtlıydı. Bu üstü açık otobüs turunun biletlerini otobüse binerken alabiliyorsunuz. 24 saat geçerli bilet kişi başı 20 €. Floransa'da 3 farklı hat var. Tek biletle üçünden de yararlanabiliyorsunuz. Bunun dışında aldığınız bilet toplu ulaşımda da size bedava giriş hakkı veriyor. Biz ihtiyaç duymadık ama söylenene göre Floransa diğer italyan şehirlerinden farklı olarak belediye otobüslerinde biletlerin kontrol edildiği bir şehirmiş.


Otelden çıktığımızda semt pazarıyla karşılaştık. Şehre biraz uzak bir yerde kaldığımız için yerel halkın yaşam tarzıyla ilk defa bu kadar iç içe oluyorduk. Pazarların bizimkilerden bi farkı yok.




Otobüse istediğiniz bir duraktan binebiliyorsunuz. Biz binmeden önce gidip bir panini yuvarlamayı tercih ettik. Tripadvisor'a göre Floransa'nın en iyi paninicisine giderek şu aşağıdaki öküz doyuran diye tabir edilen paninileri yedik.


Şehir merkezinde bir sokakta şöyle çok enteresan modern sanat eserleri de gördük. Bu kadar Rönesans mimariniz var bilader onlar yetmiyor bir de gavurların contemporary art didikleri, güncel sanat mı çağdaş sanat mı artık ne derseniz deyin, onu da sokaklarda sergilemeniz de ne oluyor diyor insan gezince Floransa'yı. (Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bloğun dilini daha muhafazakar yapsam mı diye düşündüğüm satırları okudunuz :) 


Otobüse binmeden önce meşhur köprü Ponte Vecchio'yu da gezelim dedik. Burası kapalı çarşının köprü üzerine kurulmuş versiyonu. Zamanında bir pazar yeriymiş belli ki, şimdi ise hediyelikçilerle dolu.







Burada size bir tüyo vermeliyim. Nehrin ana kent tarafından aldığım 2 icetea 1 küçük su için ödediğim 10 € beni çok mutsuz etti. Kahvaltıdan sonra nehrin karşı tarafına geçtiğimizde yine başka bir büfeden aldığımız 2 meyveli soda ve 2 küçük su için 4,20 € ödedim. İki büfe arasında toplam 300 metre ve bir nehir var sadece. Burada yol üzerinden, turistik merkezlerden alışveriş yaparsanız aynı ürün için hemen arka sokaktakinin 2 katını ödersiniz. 

Bu arada güneş iyice yükselmişti. Biz de atladık otobüsümüze. 


Gün sonunda böyle bir tercih yaptığımız için çok mutluyduk. Efil efil esen rüzgar güneşin altında olduğumuzu unutturdu. Aşağıda güzergah üzerinden çeşitli fotoğraflar var. 






İşte bunlar hep kartpostallık :) Sağolsun bulutlar da bizim için çalıştılar Floransa günü boyunca. Floransa'yı yukarıdan gören Piazzale Michelangelo'yu güneşin açısını da hesaba katarak günbatımına bırakmayı planladık. 3 numaralı otobüsün güzergahı şehrin hemen dışındaki eski bir yerleşim yerine gidiyordu. Biz de günün en sıcak zamanını orada geçirmeye karar verdik. 



Fiesole adındaki bu yerleşim Floransa'nın yaylası. Burası tahmin edilenin aksine Floransa şehrinden 300 yıl daha önce kurulmuş. Bilin bakalım neden? Çünkü Floransa düz bir ova, Fiesole ise dağın tepesinde. Şimdi arkanıza yaslanın ve milattan önce 380 yılında yaşayan bir italyan olduğunuzu düşünün. Şehri düz ovaya mı kurarsınız yoksa ulaşılması güç olan dağa mı? Ben ovaya kurardım. Saldıracakları varsa da saldırsınlar artık korkunun ecele faydası yok diyerek. Ama italyanlar yokuş meraklısı oldukları için vurmuşlar kendilerini dağlara. Burada tabi ki gün atlamadan yaptığımız gibi gelato ısmarladık kendimize. 


Otobüs burada yarım saat duruyor ama ortam çok güzel esiyordu. Biz de bir sonraki otobüsle dönmeyi tercih ettik. Dönüş manzarası da bu. 


Floransa şehir merkezine dokunulmadığı için mimari olarak çok etkileyici ama şehrin hemen dışında yerel halkın yaşadığı bölgede böyle yapılar da görüyorsunuz.


Şehrin caddeleri ve bulvarları çok geniş. Çok düzenli. Özellikle bisiklet bu şehrin en önemli ulaşım aracı. Şehri bisikletliler için tasarlamışlar denilebilir. Her yerde bisiklet yolları var. Hem de öyle bizim belediyelerimizin yaptığı gibi göstermelik değil. Gerçekten şehir içinde. Taksim'den Levent'e kadar asfalt yol kadar bisiklet yolu da olduğunu düşünün. Tabi bunlar düzenli yapılaşmanın avantajları. 


Otobüsteki bilgilendirme sayesinde öğreniyoruz ki aslında burası da diğer italyan şehirleri gibi dar sokakları olan bir yermiş. Floransa'nın İtalya Krallığı'nın başkenti olduğu 1864 yılında şehir planlamacısı Guiseppe Poggi gelip "şu şehir surlarını komple yıkıp surların olduğu yerlere geniş bulvarlar açalım, bak sonra bana dua edeceksiniz" demiş. Bu sayede şehrin tarihi iç kısmı hariç geri kalan çevresi çok geniş yollar ve bulvarlarla çevrili. 

Güneşin biraz düşmesini beklerken şehrin içini biraz daha dolaşalım istedik. Şehir haritasında burada Hard Rock Cafe olduğu yazıyordu. Hard Rock Cafe İstanbul'da da yeni açılan, tüm dünyada bir çok şehirde şubesi olan bir franchising. Bi değişikmiş içerisi gerçekten de. Cafe, restoran, D&R arası bişey.  





Güneş yatmaya başladığından Floransa kartpostalı isimli çalışmamızı gerçekleştirmek üzere Piazzale Michelangelo'ya çıktık. Burada biz San Miniato Al Monte'ye kadar çıkamadık yorgunluktan ama siz giderseniz üşenmeyin çıkın. Orasının manzarası daha muhteşem. 









Bu fotoğrafı da sağolsun bi turist kızcağız "Sizin kendinizi çekeceğiniz yok, ver bakam şu makinayı, geçin şöyle manzaranın yamacına" diyerek çekti. Yukarıda görmüşsünüzdür burada da Michelangelo'nun Davut heykelinin bir replikası var. Burada da diyorum çünkü bir tane de Piazza della Signoria'da da var. Heykelin orjinali Accademia Gallery'de sergileniyor. Yine çok sıra var ve bilet fiyatı da kişi başı 21,50 €. Abiye saygısızlık etmek gibi olmasın da her şeyi ortada olup :) pek bi gizem barındırmayan bu heykeli görmek için bu kadar para ve kuyruk çok fazla geldi bize. Biz ki Roma'da Bernini'nin Davut'unu görmeye Borghese'ye gitmemiş insanlarız. Geniş zamanda Floransa'ya tekrar gelirsek o zaman görürüz dedik. Zaten böyle büyük, çok müzeli şehirlerde müzekartlarla gezmek daha mantıklı. Burada müze kart 72 €, 72 müzede geçerli ve fiyatı 72 €.

Gün akşam olurken yemek için bir restoran keşfetmenin zamanı gelmişti. Artık öyle her yerin bir numaralı restoranında yiyelim gibi bir derdimiz kalmamıştı. Fakat yeni bir şey keşfetmiştik. Tripadvisor'da restoran ararken eğer mutfak seçimini "füzyon" olarak yaparsanız karşınıza çok farklı menüleri olan, değişik şeyler deneyen yerler çıkıyor. Türkiye'de biraz pahalı bu tarz restoranlar ama İtalya'da yemek genel olarak pahalı olduğu için normal bir yerle aynı fiyat. Hatta bu restoran nehrin öte yakasında olduğu için daha da ucuzdu.

Floransa'da ve genel olarak İtalya'da eğer et sipariş edecekseniz nasıl pişmesini istediğiniz ile ilgili bir tasarrufunuz olamıyor. Burada daha çok "adam yıllarını vermiş şef olmuş sen ondan daha mı iyi bileceksin etin nasıl pişeceğini" tavrı var. Aşağıdaki biftekten de ne tarz yaptıklarını anlayabilirsiniz. Çok lezzetliydi orası ayrı.





Yemeğin ardından içini görmeyi çok istediğim Duomo'ya gittik ama 5'te kapatıyorlarmış. Zaten içeri girmek için 1 saat kuyrukta beklemeniz gerekiyor. Biz de yine geniş zamanda gelip bakarız içine diyerek kendimizi avuttuk. Tabi bu önünde Ezio pozu vermeme engel olamadı. Sonuçta az tırmanmadık buralara zamanında :)



Floransa'da da akşam 8-8:30 gibi her yer kapanıyor. Sadece arapların işlettiği mini marketler açık. Buna çare olması için de bazı yerlere içecek otomatları yerleştirmişler. Aslında Tayyip "Avrupa'da da belli bir saatten sonra içki satmak yasak" derken bunu kastediyordu sanırım. Belli bir yasak yok ama zaten açık yer bulamıyorsun alabilecek. Böylece sistem kendi kendine oturuyor.



Özellikle turistler ise akşamları sokaklarda takılıyor. Onlar için çeşitli sokak sanatçıları değişik gösteriler yapıyorlar. 


                              

Günün büyük kısmını otobüste geçirdiğimizden 12,5 kilometrecik yürüdüğümüz bir gün oldu. Bunun acısını Pisa'da çıkaracağımızı düşünerek günü noktaladık.




Yorumlar

  1. Ah be koç. Floransa'ya 1 günlük gitmeniz kötü olmuş. Lakin hiç yoktan iyidir. İyi gezmiş iyi de yemişsiniz. Helâl.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BELÇİKA-FRANSA 2023 7. Gün Brüksel

İtalya 10. Gün Floransa-Pisa-Livorno

BELÇİKA-FRANSA 2023 3. Gün Lille - Kortrijk - Oudenaarde