İtalya 1. Gün Katanya-Taormina-Messina-Tropea-Cosenza

Katanya

Bu aşağıda görmüş olduğunuz güzelim kahvaltı 10 Gün boyunca hasretini çekeceğimiz şeylerden biri. Çayıyla yumurtasıyla İtalya'da bulunması imkansız bir kombinasyon.
                                                                           

Katanya havaalanı bizim ortalama şehirlerimizdeki bir havaalanı kadar. Çok yeni değil çok eski de değil. Ama İtalyanlarda genel olarak binaları yenilememe gibi bir alışkanlık var. Bİr bina eğer işlev olarak yeterliyse yenilemek gereksiz geliyor onlara sanırım.



Havaalanından çıkıp 500 metre yürüdüğünüzde banka şubesi gibi bir bina çıkıyor karşınıza. Tüm araç kiralama firmaları burada hizmet veriyor. Kendilerine ait bankoları var. Budget'ı Avis satın aldığı için iki firma birlikte hizmet veriyor. Ama budget daha ucuz. Uçağımız 8 buçukta inmesine rağmen arabayı 10'da rezerve etmiştik. Sıra numarasını 9'u 10 geçe almamıza rağmen binadan çıkışımız 10'u buldu. Bu sürenin nedeni karşınızdaki müşteri temsilcisinin size sürekli birşeyler önermesi ve sizin kararsız kalmanız diyebilirim. Biz italyayı minnak bir Fiat 500 ile gezmenin daha romantik olacağını düşünüyorduk. Bunun için en ucuz kategoriyi rezerve ettik. Bankodaki abla bizi benzinli arabayla o kadar yol yapılmaz ben size dizel vericem diye haşlayınca sesimiz çıkarmadık. Zira ellerinde fiat 500 de yokmuş. Hesaplayınca o kadar yolu dizel daha ucuza geliyor. Arabamızı 100 € farkla dizel ve otomatik Audi A1 ile değiştirdik.
 Bankodaki güler yüzlü tatlı dilli abla anneannem gibi "ya arabayı çalarlarsa, ya kaza yaparsanız, otobanda giderken mazallah triger mriger kopuverirse" diye felaket tellallığı yaparak bize Full kasko ve Yol yardımı itelemeye çalışsa da biz en bilinçsiz Türk Vatandaşı gibi "Bize bişey olmaz" düsturunu benimsedik. Buna rağmen ikinci şöför için günlük 8 €, dolu depo parası ve dizel araç farkı olarak toplamda 337 €'u kredi kartından bloke ettirmeyi tatlı dil güler yüzle başardı. Gençliğinde pazarlamacılık yapan babam görse çok iyi eğitim vermişler buna derdi kesinlikle. Bu arada kimse bize uluslar arası ehliyet sormadı. Galiba diğer şirketler de sormuyor. Budget ve Avis araçlarını dolu depo veriyor ve o kadar benzinin parasını kartınızdan bloke ediyorlar. Eğer dolu depo geri getirirseniz herhangi bir kesinti yapmıyorlar ama bize depoyu boş geri verin, sıkıntı yaşamayın iade ederken dedi müşteri temsilcimiz. Bize de mantıklı geldi.


Bu da aracı bize verirken raporda gözüken tek çiziği. Biz iade ederken bu çiziğin aynından diğer tampona da yaptık ama birşey demediler.

Arabayı aldıktan sonra katanyada zaman kaybetmeden yola koyulduk. Sonuçta akşamüstü Tropea'da yüzmek gibi bir hedefimiz vardı. Yol tabelalarına alışmak biraz zaman aldığından Taormina'ya kadar Autostrade dedikleri Otoyol'dan değil bizim eski gidiş geliş E5'in muadili bir yoldan gittik. Hız sınırı 50 km olarak gösteriliyordu. Ben tam bir avrupalı gibi kurallara uymaya çalışırken arkamdaki sicilyalı abiler bu durumdan hiç memnun olmadılar. Bu sayede alışma devremiz 1 saat sürdü ve Taormina'ya vardık.

Taormina

Şirin bir beldemiz olarak bizi karşılayan Taormina'da ilk ZTL tabelamızla karşılaştık. 


Hem çok karışık hem de fazla yazılı bu tabelalar şehrin belli bir bölümünün belli saatler aralığında izinsiz trafiğe kapalı olduğunu gösteriyor. Eğer girerseniz bizdeki EDS sistemi gibi bir sistem size fotoğrafınızla beraber trafik cezanızı da gönderiyor. Biz gitmeden okuduklarımızdan epeyce korktuk ve hiç girmedik. Tabi bunun şöyle bir dezavantajı oluyor. Şehirler genelde tepelere kurulmuş Taormina gibi. Arabayı yamaçtaki otoparka bıraktıktan sonra merkeze ulaşmak için epey bir yokuş yürümek gerekiyor. Öğlen sıcağında nerede yürüdüysek o şehir bize nedense çok güzel gelmedi. Temmuzda sıcak oluyor zira İtalya. 
Öncelikle yemek yemek için hemen sur dışında bir cafeye oturduk. Dışarıda menu 14 € ve içeriği italyanca yazıyordu. İlk gün olduğu için italyancamız yeterli gelmedi. Google imdadımıza yetişti ve bir tavuk bir de balık menüsü isteyebildik.
Bana büyük bir tabakta deniz mahsüllü makarna, Eda'ya da yine aynı boyutta bir risotto geldi. Bitirdiğimiz de doymuştuk, tam hesabı isteyecektim ki garson elinde iki tabakla daha geldi. Tavuk, kılıç balığı ve salata. Meğer İtalyanlar makarnayla önden karınlarını doyuruyorlar ardından da ana yemeğin lezzetini alabiliyorlarmış. Çıktığımızda akşam yemeğininden vazgeçmiştik. O bruschetta sipariş ettiğimde adamın suratındaki ifadeden anlamalıydım durumu.
 


Taormina'da şöyle bir turladık. Yıllardır düşündüğümüz bir şarkıcıyı alıp fotoğraf makinası ile gelip klip çekmelik bir yer olduğuna karar verdik.
























Messina

Taormina'dan çıkıp otoyola bağlanabildik. Direk messina boğazına ve feribota gittik. Messina'dan iki farklı feribot seferi var. Biri karşıdaki Reggio Di Calabria kentine gidiyor. Diğer ise direk Salerno Otoyoluna bağlanıyor. Biz Otoyola bağlanan Villa San Giovanni feribotunu tercih ettik.
Hayatımda yediğim en büyük kazılardan biri bu feribotun biletiydi heralde. Çanakkale boğazı kadar yer geçmek için ödediğim paraya resimden bakın. Tekrar telaffuz etmek istemiyorum :(







Tropea

Tropea İtalya'da ilk hayran kaldığımız yerdi diyebilirim. Adeta bir Eski Foça. İtalya'nın batı sahillerinin zemini kum olan çok fazla plajı yok. Tropea'nın plajı o yüzden çok güzeldi.

Şehir yine dağın tepesine kurulu ve yine ZTL'si var. İtalya'ya gelmeden önce araştırdığımda araçla seyahat edenlerin en fazla otopark problemi ile karşılaştıklarını gördüm. Çok otopark parası verdik diye feryat figan edenlerden korkarak neredeyse online otopark rezervasyonu yapacak noktaya gelmiştim bazı yerler için. Mevzu hiç de öyle değilmiş. Mesela İstanbul'da mahalle aralarında tek şerit park yapmak serbesttir ya. İtalya'da da çoğu yerde öyle. Aşağıdaki Agropoli kentinde bir ara sokağa nasıl parkettiğimizin resmidir. Şehir girişlerindeki otoparklar genelde turist kandırmaca otoparkları oluyor. Size tavsiyem ZTL tabelasının dibine kadar gidin. Baktınız oralarda otoparklar yoğunlaşıyor hemen arka sokaklara bir bakın bakalım yer var mıymış.

Biz couchsurfing'ten ilk gecemiz için Cosenza şehrine davet aldığımız için geceyi çok geçirmek istesek de Tropea'dan ayrıldık. Ama Amalfi'ye gidene kadar aklımızın bir köşesinde "Buraya böyle 3-5 günlüğüne gelinip çiçek gibi tatil yapılır" izlenimi kaldı. 






 

 

Cosenza

Hava kararırken Tropea'dan ayrıldık. Fotoğraflardaki bulutlardan da anlayacağınız üzere gökgürültüleri gelen yağmurun habercisiydi. Tropea'nın iki yolu var biri kuzeyden diğeri güneyden ve ikisi de çok dağlık dar yollar. Ama çok eski tüneller sayesinde yol yine de çok uzun sürmüyor. 


Bu resim benzin ibresi 357 kilometre sonra hareket ettiğinde duyduğum sevinci anlatıyor. A1 gerçekten hiç yakmıyor. Bir arıza var diye çok korkmuştum. KISSKISS ise favori radyo kanalımız. Genelde tedbirli insanlar olduğumuzdan yanımıza telefonlarımızı aracın müzik sistemine bağlayacak envayi çeşit kablo almıştık fakat Audi tasarımcıları nedense arabaya sadece SDKART girişi koymuşlar. Hem de 2 tane. Hal böyle olunca Sorento'ya kadar radyo ile takıldık bizde. 

Hergün yürüdüğümüz yolun raporunu da koyacağım buraya. İlk rapor aşağıda...





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BELÇİKA-FRANSA 2023 7. Gün Brüksel

İtalya 10. Gün Floransa-Pisa-Livorno

BELÇİKA-FRANSA 2023 3. Gün Lille - Kortrijk - Oudenaarde