İtalya 2. Gün Cosenza-Palinuro-Pisciotta-Agropoli-Salerno

Cosenza

Sabah bu manzaraya ve çok temiz bir havaya uyandık.


Bu evin balkonu ve manzarası. 



Maria bizi ara sokakta bir fırına götürdü ve İtalya'da bulabildiğimiz kahvaltıda yenebilecek börek ve içli köfte türevleriyle karnımızı doyurduk. Peynir olarak mozarella kullanıyorlar bunların hepsinde. Mozarellanın da  manda sütünden yapılanı makbul. Mozarella Di Buffala diyorlar ona. 


Eda'nın Vodafone hattını günlük 10 TL karşılığı İtalya'da da kullanabildik. Ancak 4G olduğundan mıdır yoksa biz google maps kullanırken çok mu hoyrat davrandık bilemiyorum ama gigabyteları çok hızlı tükenmeye başladı. Türkiye'den daha çok yakıyor bu İtalyan Vodafonu interneti diyerek bana bir hat almaya karar verdik. Benimki şirket hattı olduğu için yurtdışına kapalıydı ve Avrupada heryerde WİFİ varmış efsanesine kanmıştım. Anladık ki kazın ayağı öyle değil. Evet heryerde WİFİ var ama şifreli ve sorunlu. O yüzden yerel bir hat almaya karar verdik. Sağolsun kızlar bize yardımcı oldu ve İtalyan Vodafone hattım aynı gün akşam üstü açılmıştı. 3 GB internet bana 35 €'a maloldu.

Palinuro





    Salerno-Reggio Di Calabria otoyolu yani A3 Autostrade genelde iki şerit ve bedava. Normalde Milano-Napoli otoyolu ya da diğer otoyollar ciddi pahalı olmasına rağmen burası nedense ücretsiz. Strade kelimesi latince katmandan geliyor. Romalılar tüm imparatorluğu 5 katmandan oluşan taş yollarla kuşatmışlar zamanında. İngilizcedeki Street ve Almancadaki Straße buradan geliyor. Yol medeniyettir lafı da oradan geliyor olabilir. Yolları çok uzun zaman önce yapmışlar ve tüm güney İtalya'yı yukardaki tünellerle delik deşik etmişler. Öyle 300-500 metrelik de değil çoğu uzun tüneller. Ama artık çok fazla bir altyapı çalışması yapmıyorlar anladığımız kadarıyla. Otoyolda hız limiti 130km ve bazı yerlerde radarlar var. Radar olduğunu 500 metre önceden tabelayla uyarıyor. Bizde de artık bu uygulama başladı sanırsam. Yani polis size haber vermeden radar koyamıyor. Cosenza'da polis çevirmesine girdik onu dünkü yazıda atlamışım. Polis ehliyet sormadı bana. Sadece pasaport sordu bozuk ingilizcesiyle. Vizelerimize baktı ve pasaportları geri vererek goodbye dedi.
    Palinuro çıkışına kadar otoyoldan rahatça gittik. Aşağıdaki fotoğrafta uzun yol şöförümüz edayı direksiyon başında görüyoruz :)


Palinuro bir ortaçağ kenti. Küçük bir kasaba ve tabii ki de bir dağın tepesinde. Bu da demek oluyor ki yine yürüyeceğiz.


İtalyanlar bu şehir devleti zamanında nasıl korktularsa bu istilacılardan, özellikle güneyde tüm şehirler dağlarda, tepelerde. Bu durum bizim gibi turistleri iki günde Roberto Carlos'a çeviriyor tabi ama böyle bir maceranın da tadı yürüyerek çıkıyor. 



Burada gezerken bir hanın duvarındaki bu tabelaya rastladık. İtalyanca olduğundan tam olarak anlamadık ama sanırım Türklerin saldırısı yazıyor. Biz İtalya'da 1480'deki Otronto seferini biliyoruz sadece ama burada yazılana göre 7 haziran 1640'taki Katolik Yortusu sırasında olan olaylar ile ilgili bir mevzu. Tahmin yürütüyorum tabi buralarda google translate ile bu kadar oluyor. 



Yavaştan karnımız acıkmaya başlamıştı. Bu muhteşem deniz manzarasına karşı bir yemek yer miyiz diye düşündük ama nafile. Zira Palinuro hayalet şehir gibi. Girişteki bir kaç büfe dışında dışarılarda hiç insan yok. Tabi bu daha ikinci günümüz olduğu için bilmiyoruz ki İtalyanlar günün bu saatlerini evlerinde geçiriyorlarmış. Bu duruma restoranlarda çalışanlar da dahil. Evet yanlış duymadınız eğer saat 15:00-19:00 arası yemek yemek isterseniz size süpermarketlerde bol şanslar. 


Pisciotta

Palinuro'dan Pisciotta'ya geçtik Tripadvisor bize orada deniz olduğunu vaad etmişti.  Kafamızın bir yerinde hala yüzmek vardı. Ne de olsa tatil kısmını da aradan çıkarmak istiyorduk. Ama yağmur peşimizi bırakmadı. Dibi taşlık olan sessiz sakin bu sahilde ayaklarımızı dalgalara batırmakla yetindik.




Pisciotta'da bir festivale denk geldik. Küçücük kasaba ama geleneksel eğlenceleri var. Sırf kasaba halkı bir aksiyonda bulunsun diye. Burada akşam bir klasik müzik konseri varmış ama biz kalamayacağız. Amalfi bizi bekler...


Agropoli 

Aşağıdaki haritada Pisciotta ile Agropoli arasında bir sahil yolu gözüküyor ya, işte o sahil yolu aslında yok. Daha doğrusu bir kısmı yok olmuş. Heyelanla uçuruma yuvarlanmış o yüzden haritada var ama normalde yok. Burada size tavsiyem Maps'i de tabelaları da eşgüdümlü kontrol etmeniz. Biz haritadan bakarak "Var işte burda yol, bu dangalak GPS bizi taa dağlardan dolaştırıyor" dedik ve bir uçurumun kenarından geri döndük. Yolu zaten kapatmışlar. Sonra vurduk kendimizi dağlara.




Agropoliye vardığımızda arabayı şehir merkezindeki bir ara sokağa parkederek şehri şöyle bir dolaştık. İstiklal gibi bir caddesi var buranın, mağazalar, restoranlar filan.


Burada italyanların Gelato dedikleri meşhur Roma dondurmalarına bir parantez açmak lazım. Dondurmanın lezzetinin asıl kaynağı içindeki tereyağıymış. Hemen hemen her şehirde Gelato yedik ve hepsinin tadı çok güzeldi. Agropolide self servis sistemini bile gördük. Zaten çoğu şeyde self servis temel şiarları adamların. Bizde yemek servisi, benzin doldurma, araba yıkama gibi her hizmet insanlar tarafından size sunuluyor ya onlarda eğer biri size bu konularda hizmet ediyorsa bunun bir bedeli var. Bir restorana oturarak yemek yerseniz 1,5 ya da 2 € hizmet bedeli ödersiniz artı tip zaruri. Benzini kendiniz doldurmazsanız litre başına 10 cent hizmet bedeli ödersiniz gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu pompacılık mevzuuna vakti geldiğinde gireceğim.



Agropolide bir de akşam yemeği yedikten sonra buradan da ayrılıyoruz. Bu dakikaya kadar akşam nerede kalacağımıza henüz karar vermemiştik. Booking.com'dan Salerno'da bir otel buldum ve 55 €'ya rezerve ettim. Daha önce de dediğim gibi 1 ay önceden rezerve etseydim de 50 € olacaktı. O yüzden kalacak yer durumunu çok kafaya takmadık.

Salerno

Gece kalacağımız otele vardığımızda rezervasyondan 4 yıldızlı olarak gördüğümüz otele yıldız verenlerin aslında ne kadar cömert insanlar olduklarını farkettik. Bizdeki 3 yıldızlı çoğu otel bu kardeşlerimizin otelini sineklikle döver. Sineklik demişken İtalya genelinde sinek bir sorun. Döneli bir hafta oldu ama bacaklarımızda taa Salerno'dan kalan izler hala geçmedi. Otel odası ile ilgili fotoğraflar aşağıda yorum yapmak istemiyorum. 


İşte bu da günün yürüyüş raporu. En az yürüdüğümüz gün gibi görünebilir fakat çoğunun merdiven ve dik yamaçlar olduğunu hesaba katın lütfen. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BELÇİKA-FRANSA 2023 7. Gün Brüksel

İtalya 10. Gün Floransa-Pisa-Livorno

BELÇİKA-FRANSA 2023 3. Gün Lille - Kortrijk - Oudenaarde