İtalya - Giro 101 Özel - 1. Gün

Bergamo

Senelerdir gezmeyi planladığımız Almanya seyahatimizi Giro'nun (İtalya Bisiklet Turu) 18. Etabını izlemek için İtalya'dan, Po Ovası'nın kenarındaki bu küçük, eski, şahane kent olan Bergamo'dan başlattık. Efenim normalde yine akşam delirmelerinden birindeki ucuz uçak bileti kampanyalarından biri sayesinde normalde 10 günlük bir Almanya gezimiz olacaktı. Fakat uğraşmamak için vizeciye yaptırdığımız işlemlerde sarsak vizecimizden kaynaklanan saçmalıklar olunca Eropa kurumları Eda'ya yalnızca 7 gün vize verdi. Biz de biletleri İtalya gidiş Almanya dönüşe çevirerek planın yarısını değiştirdik. Belki de hayatımızda bir daha yaşayamayacağımız bir Büyük Tur etabı deneyimini tatilimize eklemiş olduk. 
Şüphesiz bu fotoğrafı siz şişmanlar için ibret olsun diye koymuyorum. Bilmeyenler için o kırmızı kemer bu şekilde bağlandığında Eda'ya tam oluyordu 1 sene öncesine kadar. Biraz da o kilolarla gezdiğimiz İtalya'dan zevk almayan Eda'ya aslında İtalya'nın emeklilikte ne kadar da güzel yaşanabilecek bir yer olduğunu göstermek için 2 günlük bir ön gösterim yapmak istedik. 


Bergamo'ya konuksever Airbnb Ev sahibemiz Marta'nın tavsiyesiyle Gelato'cu Mariana'nın yerinde başladık. Bi Lazio ya da Campania bölgesinde yediklerimiz kadar güzel gelmedi bu dondurma ama yine de normalin üstünde lezzetliydi. Manda sütünün tazeliği Gelato'da en önemli bileşendir. Manda'nın hası da güneyde azizim. 






Bergamo'da iki tane Füniküler Tren var. Birisi Yukarı Şehir (La Citta Alta)  ve Aşağı Şehir'i ( La Citta Bassa) birbirine bağlıyor, diğeri ise bu bizim ilk çıktığımız, şehrin sırtındaki San Vigilio tepesine çıkmanıza yarıyor. Tepede eski bir kale var ama kalıntı halinde duruyor. Buradaki muhteşem manzarada Michelin kataloğundaki Ristorante Baretto Di San Vigilio'da kişibaşı 10-30 € arası yemek yiyebilirsiniz. Biz şehre çıkmadan önce yediğimiz için burada zaman kaybetmek istemedik ama yemekleri dışarıdan leziz gözüküyordu. 




























Aldığınız Füniküler bileti dönüş için de geçerli. Aşağıya şehre inip direk surlardan girdik içeriye. Bergamo tepeye kurulmuş, dar sokaklı, mimari olarak bozulmamış tipik bir İtalyan şehri. Tam bir turist cenneti, hem gezmesi keyifli hem de makul fiyatlara hediyelik eşya dükkanları var. Duomo'su da gördüğünüz üzere gösterişli. Duomo'nun yanında bir de küçük şapel vardı. Özel mülk olduğu için fotoğraf çekmek yasakmış. Siz Capella Colleoni'nin fotoğraflarına linkten bakabilirsiniz. 




Gittiğimiz günlerde Bergamo'da bir sıradışı müzik festivali vardı. Şehrin çeşitli köşelerine yerleştirilmiş bu piyanolar çalmasını bilenin istediği zaman oturup kullanabileceği şekilde halka sunuluyor. Ayrıca Bergamo Konservatuarı öğrencileri de ara ara bu piyanolarla konserler veriyor. İnsan sokakta yürürken karşısına "Beni Çal" yazılı bir piyano çıkınca şaşırıyor. İçimden "keşke biz de ilkokul müzik dersinde bu İtalyanlar gibi piyano çalmayı öğrenebilseydik" diye geçirdim bunları görünce. 





Citta Alta çok büyük değil ama yokuşlu olduğu için bizi biraz yordu. Yorgunluğumuzu birer kadeh gün batımı şarabıyla atmak istedik. Bu manzara Füniküler'in cafesinin. Son fotoğraftaki balkon da oturduğumuz yer.Toplam 10 €'ya ikinci resimde gördüğünüz herşey dahil. Kuzeyin İtalyanları ikram konusunda biraz cömertler. Kuzey ve Güney karşılaştırmasını tam da burada yapmak isterim. Blogun ilk yazılarını okuduysanız geniş, çok çalışmayı sevmeyen, keyfine düşkün İtalyanlardan güneyde bolca bulunduğunu yazmıştım. Lombardiya bölgesindeki Bergamo ve Milano'da ise bunun tam aksini gördük. Örneğin Siena'da öğle yemek saatini 5 dakika ile kaçırınca restoranlar bizi aç bırakmıştı. Bergamo'da 14:00'te servisi kapanan restoranın birinde 14:30'da makarnamızı yiyebildik. Şef nazikçe bize "kapatıyoruz ama hızlı birşeyler seçerseniz yardımcı oluruz" diyerek sorunu çözdü örneğin. Anlayacağınız buranın esnafı esnaf.



Bergamo metrobüsü diye adlandırdığımız Funiküler için bilet alıp sıraya giriyorsunuz. Burayı çoğunlukla turistler kullanıyor. Yerel halk bu yokuşu bisikletle çıkıp inmeyi tercih ediyor. Bergamo tam bir bisiklet kenti. Antrenman yapmak için şehrin içinde hem yokuşu, hem de şehrin çevresinde düz yolları bulunan Po ovası var. Biraz kuzeye sürerseniz Como gölü kıyısından Dolomitler'deki Passo Della Stelvio'ya çıkabilirsiniz. Bu güzergah aynı zamanda Sonbaharda koşulan klasik bisiklet yarışlarından nam-ı diğer düşen yapraklar yarışı "Il Lombardia"ya da ev sahipliği yapıyor. 






Citta Bassa da yaşamak için gayet güzel bir yer. Normalde eski şehir tarihi eser olarak korunur, şehir büyüdüğünde tepenin eteklerine kurulan yeni şehrin mimarisi eskisi gibi olmaz. Ama burada Bergamo'lular mimari estetiği es geçmemişler. En son fotoğrafta da aklınızda canlansın diye satılık ev fiyatlarını atıyorum. Casa.it sitesinde 20bin €'ya da evler var ama onlar Bergamo içinde değil.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BELÇİKA-FRANSA 2023 7. Gün Brüksel

İtalya 10. Gün Floransa-Pisa-Livorno

BELÇİKA-FRANSA 2023 3. Gün Lille - Kortrijk - Oudenaarde