Güneydoğu Asya 3. Gün Bangkok

Pattaya

Gezinin üçüncü günü Bangkok için fazla geldiğinden "neden 150 Km ötedeki Pattaya'yı da görmüyoruz" diye düşündük. Aslında programda Pattaya yoktu çünkü gerçekten hiç merak etmiyorduk ama Bangkok 2 günlük bir şehir olduğundan extraya çıktık. 



Müzmin açlık çektiğimizden kahvaltımızı Starbucks'ta yapmaya karar verdik. Buraya göre pahalı olsa da galiba Dünya'daki bütün Starbuckslar kahveleri aynı fiyata veriyor. Kazakistan'da da şaşırmıştık buna. Artık şaşırmıyoruz. Üstteki sürahide bu memleketin meşhur sıvı şekeri var. Her içeceğe bunu koyuyorlar. 



Pattaya'ya Bangkok Doğu Otobüs Terminali'nden saatte bir otobüs var. Bir kaç firma var ama internetten araştırıp express giden hangisi bulabilirsiniz. Ben otogarda gel gel diye bağıran firmadan değil yerel halkın kuyruk olduğu firmadan almayı tercih ettim. 






İki şehir arası yolun büyük bir kısmı otoyol. İki buçuk saatte gidiyorsunuz. Bu yolculukta rastladığımız en enteresan şey şoförümüzün yolun kenarına çekip işemesi oldu. Rahat insanlar. Otogarda indiğinizde sizi kamyonetten bozma taksiler karşılıyor. Bunlar dışında şehre gitme alternatifiniz yok. Binerken yanınıza kimin oturacağına dikkat edin zira her virajda yanınızdaki ile bir bütün oluyorsunuz. Gördüğünüz üzere ben şanslıydım ama Eda için aynısını söyleyemeyeceğim. Gideceğiniz yeri söylüyorsunuz ona göre sizi yönlendiriyorlar. Pattaya'nın genel görselleri, fazlasıyla görgüsüzce yapılaşıldığını gözler önüne seriyor. Tayland'da nedense her yere bi gökdelen dikme sevdası var. Halbuki yer sıkıntıları da yok Pattaya gibi şehirlerin. 


Otelden yola çıkış amacımız yüzmek olduğu için Pattaya'dan çok Koh Larn adasına odaklanmıştık. Limandan yukarıda gördüğünüz tarifeli seferler ile ulaşabiliyorsunuz. Biz buraya vardığımızda bu tabela ile karşılaştığımız için 30 Baht yerine 2:15 alternatifi olarak kişi başı 500 Baht'a sürat teknesine binmek durumunda kaldık. 




Kaptanımız, 40 dakika süren yolculuğumuzun sonunda Koh Larn'da bizi denizin içine bıraktı ve akşam 5,30'da geri dönmek üzere sözleştik. Bu da bize 2 saat veriyordu. Aslında yaptığım araştırmalar en güzel plajın Tien Beach olduğunu gösteriyordu fakat adanın patika yollarında motosiklet kiralamak dışında bir ulaşım yöntemi yok. 2 saat için de değmeyeceğine karar verip yemeğimizi yedik. Aşağıda hayaller-hayatlar konulu iki plajın da resimlerini bulabilirsiniz. 


 

Baktık yapacak çok bişey yok, yapıştırdık biz de en balık yağı, susam yağı, vs. kokulu yemeklerden. Kokuyu bastırmak için de mecburen "Pina Colada" içtik. Burada yine kıyaslama yapmak zorunda hissediyorum kendimi çünkü bu tarz içeceklerde Karayipler'in hakkını Karayipler'e vermek lazım. Luis Abinin Dominik Cumhuriyeti'ndeki Pina Colada'sı ile pek bir alakası yoktu servis edilenin. 




Dominik, bambaşka bir macera ama aşağıda gördüğünüz gibi bir iş seyahati olduğundan onu bloga almıyorum. Hem kıskanırsınız falan, neme lazım. 



Dönelim Koh Larn maceramıza. Güneş, yavaş yavaş denizin üzerinden batmaya başlarken biz de sahilde biraz yürüdük. Burası ekvatora yakın olduğu için yılın her günü ortalama 12 saat gündüz ve 12 saat gece oluyor. "Yazın göbeğinde saat 6'da gün mü düşer" diye şaşıracağımıza ortaokul coğrafya bilgilerimizi tazelemeliydik tabi ama bu bilgi de hep "Nerde lazım olcak yaeeaa" diye köşeye attıklarımızdan. Aşağıdaki, "Hindistan Cevizi kabuğu suya düşmeden denize girilmez" diyerek kendini avutmaya çalışan Eda'nın hüzünlü fotoğrafları. 




Bugünü fazla uzatmanın anlamı yok. Pattaya'yı Pattaya yapan gece hayatını da anlatım bitireyim zira belki de en sıkıcı günümüzdü, okyanusa girdik falan :)







Burada Walking Street diye bir sokak var. Bütün Pattaya da buradan ibaret. Marmaris'in, Fethiye'nin ahlaksızı. Filmlerdeki kötü adamların "Sana ne lazım abi" diye sorduğu her şey var burada. 
Canlı-Cansız her şeyin ticareti yapılıyor diyeyim ve hayal gücünüze bırakayım. İçinde Thai boks ringi olan bardan tutun da Ay yüzeyi dekorasyonlu gece kulübüne kadar. Maraş dondurmacısına hiç değinmiyorum. Her tarz için bir şey sunuyor burası ama genelde yalnız gezen erkeklere sunuyor. Hani Bangkok'ta Soi Cowboy'da çift geziyorsanız size kimse bulaşmıyor dedim ya, burada bulaşıyorlar valla. Geçerken makas almalar, önüne atlayıp dans gösterisi için ikna etmeler, ben ikna olmayınca Eda'ya salça olmalar gibi bir çok taciz ile karşılaştık. 

Sabah erkenden Don Muang hava alanından uçağımız olduğu için Bangkok'ta son gecemizde bir üniversite öğretim üyesinin hava alanına 5 dakika mesafedeki villasında kaldık. Böyle yazınca havalı oluyo. Konaklama ücreti ise hava alanı transferi dahil 100 TL. Airbnb yüzyılın icatlarından. Yarının programı Kamboçya.  



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BELÇİKA-FRANSA 2023 7. Gün Brüksel

İtalya 10. Gün Floransa-Pisa-Livorno

BELÇİKA-FRANSA 2023 3. Gün Lille - Kortrijk - Oudenaarde